Esmâ-ül HüsnâEsmâ-ül Hüsnâ - Derin Düşün | DerinDusun.com

Allah Teâla'nın En Güzel İsimleri

Esmâ-ül Hüsnâ

Esmaü’l Hüsna (Esmâ-i hüsnâ) “en güzel isimler demektir. en güzel isimler Allah Teâlâ’nındır.Bu isimler sıfat olarak da kullanılır. Cenaâb-ı Hakk’a ait olan pek çok isim mevcuttur; onların sayısını ancak kendisi bilir. Allah Teâlâ güzel issimlerinden bir kısmını Kur’an’da zikretmiÅŸ, bir kısmını Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) ve sevdiklerine bildirmiÅŸ, bir kısmını da kendi ilminde tutmuÅŸtur. MeÅŸhur hadis-i ÅŸerifte bu isimlerden doksan dokuzu peÅŸ peÅŸe sayılmıştır. Alimler, diÄŸer isimlerin mana olarak bu doksan dokuz isme dahil olduÄŸunu söylemiÅŸlerdir. Bunları okuyan, anlayan ve zikreden kimse, bütün isimleri okumuÅŸ, anlamış ve zikretmiÅŸ olur.
Esma-i hüsna, tevhid ve akaidle ilgili şu beş temel esası ortaya koymaktadır:

1. Bu güzel isimlerin bir kısmı, Cenab-ı Hakk’ın varlığını is­pat eder. Allah’ın Hay, Baki, Kayyûm gibi sıfatları, O’nun var­lığının inkar edenleri reddeder.

2. Bu güzel isimlerin bir kısmı, Cenab-ı Hakk’ın birliÄŸini is­pat eder; O’na hiçbir varlığın eÅŸ ve ortak olmadığını ortaya koyar. Vahid, Ehad, Samed, Ganı gibi sıfatlar bazı varlıkları Allah’a ortak koÅŸan müşrikleri reddeder.

3. Bu güzel isimlerin bir kısmı; Cenab-ı Hakk’ın bütün nok­san sıfatlardan uzak olduÄŸunu, hiçbir varlığa benzemediÄŸini ve kimseye muhtaç olmadığını ispat eder. KuddOs, Muhıt, Mec’id gibi sıfatlar Allah Teala’yı varlıklara benzeten Müşeb­bi he taifesini reddeder.

4. Bu güzel isimlerin bir kısmı, bütün varlıkların vücut bul-· masında tek sebebin Cenab-ı Hak olduÄŸunu ispat eder. Ha­lik, Bari, Musawir, Kavı gibi isimler, varlıkların ortaya çıkma­sını birtakım sebep sonuç iliÅŸkisi ile anlatmaya çalışan ve yü­ce Yaratıcı’yı unutan maddecileri reddeder.

5. Bu güzel isimlerin bir kısmı, bütün alemi tedbir ve idare edenin Cenab-ı Hak olduğunu ispat eder.

Allah Teala mülkünde dilediÄŸi gibi tasarruf eder; öldürür, diriltir, aziz eder, zelil eder, zenginlik verir, fakir eder. Kimse O’na hesap soramaz. O’nun her iÅŸi ya bir hikmet ya bir rah­met ya da adalet üzere olur.

Esma-i Hüsna ile Dua ve Ibadet

Allah Teala, bizlere güzel isimleri ile kendisine dua etme­mizi emretmiştir. ilahı emir şöyledir:

“En güzel isimler Allah’ındır. O’na bu güzel isimlerle dua edin. Allah’ın isimlerinde yanlış yola sapanları terkedin. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir” (A’raf 7/180).

Allah Teala’ya, güzel isimleri ile dua iki ÅŸekilde olur. Birin­cisi, bu isimlerden biri, birkaçı veya hepsi ile O’nu yüceltmek, övmek ve zikretmek ÅŸeklindedir. ikincisi de, bu güzel isimler­le Allah Teala’dan bir ÅŸey istemek, ilahı huzura ihtiyaç ve dertlerimizi açmak, onlarla yalvarmak ÅŸeklinde olur. Kul, yü­ce Rabb’ine hangi derdini açacak ise, ona uygun bir ismi zik­rederek dua eder.

Mesela günahlara bulanmış fakat içi yanıp piÅŸman olmuÅŸ bir kul elini açıp, “ya Gaffar = Ey günahları affeden, ya Rahım = Ey kullarına çok acıyan, ya Settar = Ey günahları örten, ya Tevvab = Ey tövbeleri kabul eden Allahım, beni affet” diyerek affını ister.

Başı darda kalıp bunalan bir kul, “Ya Rahman=Ey kulları­na rahmet eden, ya Alim=Ey kullarının halini en iyi bilen, Ya Hakım=Ey her iÅŸi hikmet üzere olan, ya Azız=Ey her ÅŸeye ve herkese hükmü geçen, ya Kadır=Ey her ÅŸeye gücü yeten AI­iahım, benim ÅŸu sıkıntımı gider” diye dua eder. DiÄŸer isimler­le yapılan dualar da böyledir.

Allame Alusı (rah), Allah Teala’nın isimleriyle yapılacak en güzel duanın, dil ile deÄŸil fiil ile olduÄŸunu söylemektedir. İmam Gazali (rah), fiille duanın nasıl yapıldığını şöyle anlatıyor:

“Bil ki, kulun kemale ermesi ve saadeti ele geçirmesi an­cak Allah Teala’nın ahlakı ile ahlaklanmakla yani O’nun isim ve sıfatlarının edebiyle süslenmekle mümkün olur. Bundan, kul ile Allah arasında bir benzerlik olur ve ikisi aynı konuma gelir zannedilmesin. Kulda ilahı ahlak ve sıfatlardan bir dere­ce bulunması mümkündür. Allah Teala bizlere hayat, görme, iÅŸitme, konuÅŸma, bilme, dileme, sevme gibi sıfatlar vermiÅŸtir. Bütün bunlar aynı zamanda kendisinin sıfatlarıdır. Bununla, biz Allah’a benzedik, O’nun gibi olduk denebilir mi? Heyhat, bu ne kötü bir anlayış.”

Arifler demiÅŸlerdir ki: “Avam halk esma-i hüsnayı diliyle tekrar ederek, kalbiyle Allah’, yücelterek korku ve saygı için­de zikreder. Havas tabakası, manalarını düşünerek ve onların kime ait olduÄŸunu bilerek zikreder. Mukarrebın makamındaki veliler ise, kalbiyle tamamen Allah’a yönelmiÅŸ, Allah’tan gay­ri ÅŸeylerden gönlünü ve gözünü çekmiÅŸ bir halde esma-i hüs­nayı zikrederler. Onlar her zikrediÅŸlerinde ayrı bir mana, yeni bir ilim, deÄŸiÅŸik bir zevk elde ederler.”

Ariflerin belirttiÄŸi gibi, Allah Teala’ya hakkıyla kulluk et­mek, O’nu yakınen tanımak, O’nu sevmek ve O’nun tarafın­dan sevilmek ancak bu isimlerin hakikatini anlamaya ve on­ların nurundan bir nasip almaya baÄŸlıdır. Åžuurlu bir ibadet de ancak bu ÅŸekilde mümkün olur.

Bir ÅŸeyi anlamanın yollarından biri de onu sıkça tekrar et­mektir. Tekrar edilen ÅŸeyler, hafızada yer eder. Bu ÅŸey ilahı isim ve sıfatlardan biri olunca o bir çeÅŸit zikir olur. Zikir, zik­reden kimseyi zikrettiÄŸi zat ile beraber eder. Allah Teala’nın,

“Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim” müjdesi zikir ehli için ne büyük bir saadettir.

Mesela Allah Teala’nın “es-Selam” ismini çokça zikreden, fikreden ve bu ÅŸerefli ismin tecellilerinden bolca nasiplenen bir kul, önce bozuk düşüncelerden fikrini, ÅŸek ve şüpheden kalbini, yalan ve iftiradan dilini, haram ve zulümden fiilini te­mizler; kendisine ve baÅŸkalarına selamet olur. Kimse ondan incinmez. Herkese selam verir, herkes ondan bir fayda görür. iÅŸte o zaman gerçek bir müslüman olur. Müslüman, “es-Se­lam” ismine mazhar olmuÅŸ kimsedir.

“el-Hakım=Her iÅŸini saÄŸlam ve hikmet üzere yapan” ism-i ÅŸerifini çokça zikreden, fikreden ve onun tecellilerinden na­siplenen bir kul, bütün iÅŸlerini saÄŸlam yapar, yerince davranır; sakat, bozuk, yersiz, sebepsiz iÅŸ yapmaz.

Allah Teala’nın “Rezzak=yarattıklarına gereken rızkı veren” ism-i ÅŸerifinin tecellisine mazhar olan kulun, kalbinde rızık en­diÅŸesi, geçim kaygısı kalmaz, Allah’a tevekkül ve teslimiyeti tam olur. Rızık ararken gafleti deÄŸil, zikir ve sevgisi artar.

“Settar=Kusurları çok örten, ayıpları saklayan” ism-i ÅŸeri­finin tecellisine mazhar olan kul, insanlardan gördüğü her ku­suru örter, onları yaymaz, kusur sahibini halk içinde rezil et­mez; özellikle kendisine karşı yapılan kusurları görmezlikten gelir, affeder. Kendisinden meydana gelen kusurları yüce Rabb’inin nasıl örtüp sakladığını, bunun ne kadar güzel bir ÅŸeyolduÄŸunu gören kul, bu ahlaka ulaÅŸmak için can atar. Böylece Allah Teala’nın sevdiÄŸi güzel ahlak sahibi bir kul olur. DiÄŸer ism-i ÅŸerifleri zikretmek, fikretmek ve onların tecellile­rinden nasiplenmek de bu manada gerçekleÅŸir.

Akaidin temeli Allah Teala’yı tanımaktır. Allah’ı zikretme­den ve O’nun boyasına boyanmadan Zat-ı Barı’yi ayne’l-yakın derecesinde tanımak mümkün deÄŸildir. ilahı sıfatları sa­dece akaid kitaplarından okumak yeterli olmaz. Kendi nefsimizde ve kainatta o sıfatların tecellilerini, hikmetlerini, cilvele­rini görüp okumadıkça, okuyup anlamadıkça, anlayıp Allah’a koÅŸmadıkça imanımız taklitte, sevgimiz dilde kalır.

EÄŸer, “Bu isimleri nerede, ne zaman, nasıl okuyalım?” de­nirse, deriz ki: iÅŸte o güzel isimlerin tecellisi olan hayat ve kai­nat önümüzde duruyor. Biz her gün onlarla iç içe hayat sürü­yoruz. Daha doÄŸrusu biz o güzel isimlerln tecelli ve bereke­tiyle hayatta ve ayaktayız. Bizler ruhumuzla mana aleminde yüzerken, anne rahminde ÅŸekil alırken, doÄŸarken, büyürken, bir ömür bu alemde yaÅŸarken, ölürken ve öldükten sonra ye­ni hayatla tanışırken hep ilahı isimlerin tecellilerine mahal ve mazhar oluyoruz. Bize düşen, üzerimizde ve gözümüzün önünde cereyan eden ÅŸeyleri bir nebze düşünmek ve bir ger­çeÄŸi farketmektir. O gerçek ÅŸudur: Alemde yüce Allah’tan baÅŸka kendisine ibadet edilecek, boyun eÄŸilecek, el açılıp bir ÅŸey istenecek baÅŸka bir ilah yoktur.

Her gün görüp durduÄŸumuz ÅŸu canlılar ve canlılık, yüce Yaratıcımız’ın “Hay” sıfatının tecellisidir. Bunu gören ve far­keden uyanık kalpli bir mümin, “Ya Hay” der, yüce Allah’ı zik­reder. Aslında nefes alan her canlı, ta ciÄŸerinden gelen bir sesle ister istemez “hu hu” der, O’nu zikreder.

Yeryüzündeki ince düzeni, gök yüzündeki büyük intizamı ve kainatın ayakta duruÅŸunu gören uyanık kalpli bir mümin, “Ya Kayyum” der, yeri ve gökleri kudretiyle ayakta tutan yü­ce Allah’ı zikreder.

Varlıklardaki deÄŸiÅŸik suret, ÅŸekil, çeÅŸit ve renkleri gören uyanık kalpH bir mümin, “Ya Musavvir” der, her bir canlıya ayrı bir renk, ÅŸekil ve suret veren yüce Allah’ı zikreder.

Dört mevsim, her gün dağıtılan sayısız rızıkları, yaratılan yiyecek, içecek, giyecek ve hayat sebeplerini seyreden uyanık kalpli bir mümin, “Ya Rahman”, “Ya Rezzak” der, bütün canlılara rızıklarını gönderen yüce Allah’ı zikreder. Kalbinde azıcık iman, vicdanında birazcık insaf bulunan her insan bun­ca nimetlerin başında, içinde veya sonunda muhakkak bir çeÅŸit fikir ve zikirle nimeti yaratanı hatırlamalı; O’nun adını zikretmeli, O’na bir derece hamd ve şükür yapmalıdır.

Esma-i Hüsna ile ilgili Bazı Edepler

Allah lafzı, yüce Yaratıcımız’ın özel adıdır. Sahih olan gö­rüşe göre hiçbir kelimeden türememiÅŸtir. BaÅŸka hiçbir varlığa isim olarak verilmemiÅŸtir, verilemez de.

“Allah” ism-i ÅŸerifi, diÄŸer bütün isimleri içinde toplar; hep­sinin manasını ihtiva eder. “Allah” ism-i ÅŸerifini zikreden bir ‘mse, bütün esma-i hüsnayı zikretmiÅŸ gibi olur.

“Allah” ism-i ÅŸerifinin dışındaki isimler, kullar için de kulla­nılabilir. Ancak ismin önüne (kulu) manasına gelen “abdü” ke­mesini eklemek lazımdır. Mesela Kadlr yerine Abdülkadir is­i verilmelidir. Mana: Kadir olan Allah’ın kulu olur. Aynı ÅŸekil­e Kerım yerine Abdülkerim, Samed yerine Abdüsssamed, affar yerine Abdülgaffar isimleri verilirse, hem mana vakıaya uyar, hem de kullanımda sıkıntı ortadan kalkar. Esma-i hüsnadan bazı isimler kullar için doÄŸrudan kullanıldığında anasını kula göre düşünürüz. Mesela Allah Teala Kur’an-ı akim’de kendisini “el-Mümin” olarak vasıflandırmış, Peygamber’ine tabi olanlara da “Mümin” ismini vermiÅŸtir. Lafızlar aynıdır, fakat manalar farklıdır,

Esma-i hüsnadan bir isim zikredilince, peÅŸinden “celle celalühü ve çelle ÅŸanuhü”, yani “azameti ve ÅŸanı yüce olsun” anasındaki hürmet ve saygı ifadesi eklenmelidir. Allah ism-i ÅŸerifinden sonra “Teala” demek yeterlidir. Celle celalühü ifa­esi de söylenebilir.

Esma-i hüsnayı çerçeve yaptırıp duvara asmakla yetinme­meliyiz. Bizden istenen, onu ezberleyerek veya yazılı metin­den okuyarak yüce Rabbimiz’j zikretmektir. Ehlinin tavsiyesi ile, esma-i hüsna zikredilerek maddi manevi birçok hastalık tedavi edilebilir. Bunun için ihlas, edep ve helal lokma ÅŸarttır.

Esma-i hüsnayı günlük vird olarak okumak isteyenler bu­nu kendi tercihleriyle değil, ehli olan bir alimin tavsiye ettiği usulde yapmaları daha uygundur. Bir ilaç, zamanında ve usu­lünde alınmaz ise, çoğu defa hastanın hastalığını artırır.

16 yorum var

  1. caner dedi ki:

    böyle bir güzellik görmedin

  2. aylin dedi ki:

    ALLAH RAZI OLSUN SİZLERDEN…

  3. murat ince dedi ki:

    allah razıolsun emeği gecen her kesten

  4. kemal dedi ki:

    allah razı olsun işlerimde nakit sikıntısı var sefte yapmadan dükkan kapatıyoruz tabi böyle olunca aile içide sorunlar oluyor huzur kacıyor hangi esmaları ve kac defa ve zamanı hakkında ehil kişi olarak yardımda bulunabilirmisiniz teşekkürler..

    • Arif dedi ki:

      “el-Berr | ya Berr” ve “el-Hamîd | ya Hamîd” esmalarını okuyabilirsiniz inÅŸaallah. Adet verilmez siz kendiniz okuyun okuyabildiÄŸiniz kadar.
      Ancak namazlarınızı aksatmamanızı, çok dua etmenizi ve şükretmenizi de tavsiye ediyoruz. Her insan imtihandadır, bunu aklınızdan çıkarmayın inşaallah.

      “De ki: “Allah’ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir ÅŸey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.”” (Tevbe Suresi, 51)

      Sizin Allah’tan baÅŸka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah’ın Katında arayın, O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Siz O’na döndürüleceksiniz.”” (Ankebut Suresi, 17)

      Maeesselame..

  5. zehra dedi ki:

    ben esma aşıgıyım.esma okumadan yaşıyamam.zikir benim vazgeçilmezim..allah razı olsun paylaşımdan..

  6. derya dedi ki:

    gerçekten çok güzel bir sayfa olmuş emeğinize sağlık allah razı olsn. bişey sormak istiyorm bu sayfadakileri toplu halde indirebilme şansım var mı

  7. saliha dedi ki:

    çalışmalarınızı çok beğendim. benim de özel bir esma-ül hüsna projem var. tamamlamak üzereyim. mübarek esmaları hem resimlendiriyor arapçasını yazıyor anlamını yazıyor ve o esmaya uygun bir dua ile bitiriyorum. sizin çalışmanızdan çok faydalandım, birebir olmasada alıntılar kullandım. bu duruma müsadeniz olursa kitaplaştırmayı düşünüyorum kendi çalışmamı ve kar amacı gütmeden sadece Allah rızası için bir vakıfla dağıtmayı düşünüyorum inşallah.. bir problem oluşturmaz inşallah?

  8. saliha dedi ki:

    Allah razı olsun

    • FATMA dedi ki:

      ellerine sağlık sizlerinde .Allah rızası için çalışmış olduğunuz kitapdan rica ediyorum mümkünse esma zikretmek bana çok huzur veriyor çünkü.Hayırlı ramazanlarımız olsun hepimizin.

  9. Merhabalar, yaptığınız çalışmadan dolayı takdir ve teÅŸekkür ederim. Hassas bir konuda çok güzel bir site hazırlamışsınız. Ama Esma-ül Hüsna bildiÄŸim kadarıyla ( Kaynak: Ömer TuÄŸrul İnançer) Allah’ın isimleri deÄŸil Allah’ın sıfatlarıdır. Bu konuda bir yanlış var mı yok mu araÅŸtırmanızı öneririm. Kolay gelsin.

  10. Gokce dedi ki:

    Allah razi olsun. Bilincaltindaki olumsuz anilardan, kayitlardan kurtulmak icin hangi esma ya da esmalar zikredilmelidir?

  11. sbn dedi ki:

    Email husna da ÅŸafi ismi yok

Yorum by sbn on 02 Kasım 2016 at 02:35

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

It"s EasyTo Be An Atheist When You Don"t Think About Where Everything Came From - Suffagah

© 2011 Tüm hakları ALLAH (c.c.)'a ve Kamuya aittir.